Files

Impressions on the touring Yolcu tiyatro and Lusavorich Choir’s performance of “GOMIDAS”

Pilgrimage of Christian Armenians to the Holy Land before the 5th century

There are about 110 ancient Armenian inscriptions that were found in the Sinai Peninsula. The inscriptions dating back to the 5th century provide evidence of Armenians traveling to the Holy Land in large numbers.
According to Prof Michael E. Stone, from the Hebrew University of Jerusalem, “The number and spread of the Armenian inscriptions are surprising. The Armenians at least as far as can be told from their graffiti writing propensities seem to have been one of the most active groups of Christian pilgrims to the Sinai. What is striking, however, is not merely the quantity but also the age of the inscriptions.”
The oldest known Armenian inscription in Armenia dates to 490 AD in Tekor, southeast of Kars. The oldest surviving manuscript is the so-called Gospel of Queen Mlkeh, which is dated 862 AD.
However, a tombstone found under the Catholic Basilica of the Annunciation in Nazareth, where Jesus grew up, contains an Armenian inscription which must be earlier than 447 AD. the date that appears on a mosaic laid over the stone. Just a few years after St. Mesrob Mashdots created the Armenian alphabet.

Armenian-American Ani Hovannisyan and Scottish explorer Steven Sim
unearthed the forbidden past

The Hidden Map – Trailer

An American-Armenian traveling through Turkey in search of her ancestral home meets a Scottish explorer along the way. Together they dig beneath the surface of modern-day Turkey, discovering lonely relics and silenced stories of a forbidden past… unearthing buried secrets and the hidden map.

Ani, on the UNESCO World Heritage List

Ani, a city of 1001 churches

My 3 letter name was one of the easiest names to pronounce in Armenian or in any other language, though a few of my mom’s friends would not let it be short/easy/simple to say. They would say a verse “Ani kaghak nsder gula” > meaning the city of Ani laments seated. As a 4yr old child it made no sense … why would I be called a city and a crying city?
Still in high school, the summer of my 18th birthday I started working for an incoming tour operator in Istanbul. They had back-to-back tours of western Turkey, the 7 churches, On the steps of St Paul, Cradle of Civilizations, year round except for the Eastern Turkey tour that would run the months of June July, and August because it wasn’t feasible to tour the Eastern part of Turkey during the harsh winter months. As I had seen most of the western region I had a big interest to join one of the tours to the East but something held me back … included in the tour, the city of Ani, once a capital city, in ruins … I just didn’t find the courage to visit the lamenting city that no longer was a city but a vast area with ruins scattered around.

To this day I still can not make myself visit Ani, to walk around the area with the remains and ruins of the Armenian churches especially after visiting today’s Armenia and admiring and praying in the well-kept, preserved, treasured churches of the same historical era.

https://en.wikipedia.org/wiki/Ani

Yetmiş Bin Süryani

Dünyaca ünlü Amerikalı Ermeni yazar William Saroyan’ın Yetmiş Bin Süryani adlı kitabinda bugüne kadar Türkiye’de çok iyi bilinmeyen ilk dönem öyküleri yer alıyor. Bu öykülerde genel olarak, kimlik sorunlarıyla, Ermeniliğiyle, Amerika’yla, yazarlık ruh haliyle, insanoğlunun sürüklendiği savaş ve şiddet girdabıyla hesaplaşmasını ve kendine özgü o saf, insancıl ahlak anlayışıyla önerdiği çözümleri buluyoruz. Kitapta, yazar şan şöhret kazanmadan önce Amerika’daki Ermeni yayın organlarında yayımlanan ve daha sonra arşivlerin karanlığına gömülen öykülerin yanı sıra, Saroyan’ın ünlenmesini sağlayan, kimi zaman öyküden çok delidolu köşe yazısını andıran yapıtlar da yer alıyor. https://www.arasyayincilik.com/urun/yetmis-bin-suryani/

Bu ve bunun gibi Türkçe ve Ermenice kitaplarıyla, Türkiye’de iki dilde yayın yapan ender yayınevlerinden biri olan https://www.arasyayincilik.com/hakkimizda/  Ermeni yazarlardan çeviri kitaplar veya çağdaş Ermeni yazarların kaleminden Türkçe eserlerle aynı coğrafi bölgede doğup büyümüş, yan yana yaşayan farklı kültürlerden insanların birbirlerini edebiyat yoluyla daha iyi tanıyıp, anlamalarına yardımcı olmayı, insanlığın ortak değerlerine birlikte katkıda bulunmayı amaçlıyor.  Anadolu’nun kültürel öğelerini gelecek kuşaklara da taşımaya aracılık eden Aras Yayıncılık, Türkiye’de köklü bir geçmişi olan Ermeni yayıncılık geleneğinin temsilcisi ve sürdürücüsü olmayı hedefliyor.

NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT

Zakarya Mildanoglu

Türkiye’de Ermeni Mimar Olmak

Mimarlar Odasi tarihinden portreler serisinden,
Mimar ZAKARYA MILDANOGLU,
söyleşiyi yapan Saliha Aslan, kitap incelemesini yapan Sait Çetinoğlu …

NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT

Istanbul’u Istanbul Yapan Mimarlar 

İstanbul’u İstanbul yapanlar kimlerdi… İstanbul bütün eserleriyle, yapanlarla, yaptıranlarla, özüyle güzel…

İnkar etmenin, “değiştirmenin” kimseye faydası yok…

İstanbul’a hiç faydası yok…

Haliç çevresinden başlayalım… Cibali Tütün Fabrikası binası (bugünkü Kadir Has Üniversitesi), Mimar Hovsep Aznavur.

Aynı imzayı Sirkeci’deki tarihi Sansaryan Hanı’nın ve Fener’deki ünlü çelik döküm Bulgar Kilisesi’nin de üzerinde görüyoruz ve bir de Galatasaray’ın benzersiz binası Mısır Apartmanı’nda.

Haliç’in karşı kıyısına hükmeden Kasımpaşa Deniz Hastanesi’nin mimarının adı Adam Tahtacıyan.

Tünel’deki Hidivyal Palas’ın mimarı da o. Tünel’e adını verdiren Metro Han’ın mimarı ise Mikayel Nurican.

Kadıköy’ün en tarihi mekânlarının başında gelen Süreyya Sineması’nı Keğam Kavafyan yapmış. Kadıköy Belediye Binası’nı ise Yetvart Terziyan. Fatih Belediye Binası’nı da.

Büyükada İskelesi’nin imzası Mihran Azaryan’a ait. Bugün Büyükdere’de Sadberk Hanım Müzesi olan güzel binanın orijinal adı Azaryan Yalısı, mimarı ise Andon Kazazyan.

Gelelim Osmanlı saray mimarları olan Balyan ailesine…

Garabed Amira Balyan imzasını taşıyan yapılar: Dolmabahçe Camii, II. Mahmud Türbesi-Çemberlitaş, Harbiye Mekteb-i Harbiye, Kuleli Süvari Kışlası (bugün Kuleli Askeri Lisesi)-Vaniköy, Dolmabahçe Sarayı !

Krikor Amira Balyan’ın yaptıkları: Nusretiye Camii-Tophane, Selimiye Kışlası-Üsküdar.

Nigoğos Balyan: Küçüksu Kasrı, Dolmabahçe Sarayı’nın o muhteşem işlemeli Saltanat Kapısı ve o muazzam avizenin indiği Muayede Salonu, Ihlamur Kasrı.

Sırayı Sarkis Balyan alıyor: Beylerbeyi Sarayı, Akaretler, Maçka Karakolhanesi ve Silahhanesi (bugün İT.Ü. İşletme Fakültesi ve İT.Ü. Yabancı Diller Okulu), Sadabad Camii-Kâğıthane, Harbiye Nezareti (bugün İstanbul Üniversitesi Rektörlük binası), Çırağan Sarayı.

En eski Balyan’lardan birinin, Senekerim Balyan’ın İstanbul’a attığı silinmez bir imza var: Beyazıt Kulesi !

İstanbul’da geriye ne kaldı ki !

Ya Mimar Sinan! İstanbul’u ve kendisini ölümsüzleştirmiş olan büyük usta, Kayseri’nin Ağırnas köyünden getirilen ve devşirilen bir Ermeni idi.

NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT

Dear 30 participants (1 myself):

Please review the finalized H A T T A itinerary since we have had some necessary changes on the initial one – due to the major concert to take place on the 24th.

DAILY ITINERARY – 2015 HINTLIYAN ALUMNI TRIP TO ARMENIA

Sep 19
Sat
ARRIVE TO YEREVAN 
Connect to your flight for an evening arrival into Yerevan. Check-in to BW Congress Hotel.
Sep 20
Sun
ASHTARAK/OSHAGAN & SARTARABAD
Visit the town of Ashtarak and see the famous village of Oshagan, burial site of Mesrob Mashtots.  Also see Artashavan, a new complex of Armenian letters.   Continue to Sartarabad, symbol of Armenian pride and survival.  Visit the Monument and Ethnographic Museum. B,L,D
Sep 21
Mon
CITY TOUR + ARMENIAN INEPENDANCE DAY
Yerevan city tour on foot.   Free afternoon.
Participate in celebration of Independence Day.  B
Sep 22
Tue
TSAGHKADZOR, SEVAN, HINTLIYAN SCHOOL (Overnight in DILIJAN)
Visit the resort town of Tsaghkadzor.  Continue your journey to Lake Sevan. Climb up Sevan peninsula and see ‘Sevanavank’ atop the mountain. The excursion follows into Tavoush Marz with a visit to the Hintliyan School in Kayan.  Return to Dilijan and check-in to Villa Rest in Dilijan.  B,L
Sep 23
Wed
 
HINTLIYAN SCHOOL (return to Yerevan)
Check-out in the morning and drive to Tavoush Marz and spend the day at the Hintliyan School in Kayan.  On return (time permitting), visit Haghartsin Monastery. Return to Yerevan and check-in to the Congress Hotel.  B,D
Sep 24
Thu
TSITSERNAKABERD, GARNI & GEGHART
Visit Tsitsernakaberd Memorial Monument and Museum.  Excursion to Garni, only pagan temple in Armenia, and incredible Christian Monastery of Geghart, partly carved out of solid rock between 11th-13th centuries. Experience traditional lavash making ceremony in Garni. B,L
Sep 25
Fri
HAGHBAT & SANAHIN 
Excursion to the province of Lori. Visit Haghbat, one of the largest medieval monasteries of Armenia.  Next visit the Sanahin Monastery. The Haghbat and Sanahin Monasteries are considered to be jewels of medieval Armenian architecture, preserved by UNESCO and included in the World Heritage List. B,L
Sep 26
Sat
KHOR VIRAP, NORAVANK & JERMUK   
Visit the historic Khor Virap Monastery, site where St. Gregory the Illuminator was imprisoned..  Follow the trip to the Province of Vayots Dzor and visit Noravank Monestery.  Continue to Jermuk and visit the resort town and waterfall.   On your return, enjoy Armenian wine at the Areni village winery.  B,L
Sep 27
Sun
ETCHMIADZIN & VERNISSAGE
Visit the church of the Holy Virgin St. Hripsime. Pilgrimage to Etchmiadzin Cathedral on the day of the Blessing of Holy Muron.  Return to Yerevan and visit Vernissage, outdoor display of Armenian arts & crafts.  Farewell dinner at a trendy restaurant.  B,D
Sep 28
Mon
TOUR ENDS 
Depart Yerevan in the morning.   B

NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT

NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT

The Holy Anointing Oil of the Armenian Church “Holy Muron”. The ceremony is repeated once every 7 years, HATTA’s program includes this holy event. In order to participate you should be a ticket holder. Contact HATTA organizers for details.

The Holy Anointing Oil of the Armenian Church is called the Holy Muron. The church holds a special reverence for the continuity factor of the oil. According to tradition, a portion of the Holy Anointing Oil of Exodus 30, which Moses and Aaron had blessed, still remained in Jesus’ time. Jesus Christ blessed this oil and then gave some of it to Thaddeus, who took the holy oil to Armenia and healed King Abkar of a terrible skin disease by anointing him with the holy oil. Saint Thaddeus is said to have buried a bottle of the Holy Anointing Oil in Daron under an evergreen tree. Saint Gregory the Illuminator discovered the hidden treasure and mixed it with muron that he had blessed. It is said that “To this day, whenever a new batch of muron is prepared and blessed, a few drops of the old one go into it, so that the Armenian muron always contains a small amount of the original oil blessed by Moses, Jesus Christ, and Gregory the Illuminator.”

The Holy Muron is composed of olive oil and forty-eight aromas and flowers. The remaining portion of the previous blessed holy oil is poured into the newly prepared oil during the blessing ceremony and passes the blessing from generation to generation. It is said that this very procedure has been followed for nearly 1700 years. The Catholicos of all Armenians in Etchmiadzin combines a new mixture of Holy Muron in the cauldron every seven years using a portion of the holy muron from the previous blend. This is distributed to all of the Armenian churches throughout the world. Before Christianity, Muron was reserved solely for the enthroning of royalty and for very special events. In later years, it was used with extreme unction and to heal the sick, and to anoint ordained clergy.

Ingredients

The following is a list of the 48 aromas and flowers used to prepare the Holy Myron (Chrism):

EnglishArmenian Translation
Balsam oilPalasan
Olive oilTzet
CarnationMekhag
NutmegMshgenguyze
Sweet FlagPagheshdag
SpikenardHntig Nartos
GooseberrySev Peran
CinnamonTariseng
IncenseKhunk
CyclamenArchedag
CrocusKerkoum
Sweet MarjoramMarzanon
Hors elderGeghmough
Camel’s hairVaghmeroug
Hazel-wortMerouandag
ChamomileYeritsoug
VioletManushak buravet
Water LilyWater Lily
Orange flowerNarnchatzaghig
AllspiceTarabeghbegh
LaurelTapnee
MyrtleMourd
NarcissusNargiz
Laurel seedTapnehound
Laurel flowerTapnetzaghig
Crystal teaLadan
GingerGodjabeghbegh
MasticMazdakeh
MuskMoushg
HyacinthHagint
Orange flower waterNarinchatzaghigi chour
Rose waterVarti chour
AloesHaloueh
CardamonAntridag
SandalJantan
RoseVart
OlibanumGntroug
Styrax / Oleoresina StyraxStaghi / Styuraks benzoakan
GalingaleGiberis
CubebHntgabeghbegh
LavenderHousam
RosemaryKhengounee
Lemon balmTor
SpearmintAnanoukh
Wild mintTaghtz
BasilRahan
ThymeTuem
Summer SavoryTzotrin

NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT

A handwritten note of Baron Hintliyan in the attached file, the translation was done by Levon Lachikyan. Nadia is the Hintliyantzi mother of Hera Kestekyan ’72


“Dear Nadia The humanity, I would like to say the perfection of human being is when the intelligence rules over feelings. Generally the dominant element for women is emotion. Most of all, preferable are those women who don’t rely on their feelings but put them under the control of their minds. The emotionless woman is disgusting while a woman is amazing with emotions and wisdom. In this case, “Madame Curie” is a symbol. I believe that Nadia would see herself in that marvelous lady like in mirror. I would like to warmly recommend her to let one of the best places of her library for the biography of that honorable lady. February 7, 1944 Sincerely yours, “Nor tbrots” Hintliyan

NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT

In Feb 2013, A.Z. shared the following post:

Anadilimiz olan Batı Ermenicesi yok olma tehlikesi altında

NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT

In 2017 Dalita Mehteryan Küçükyan shared a link:

Mystery of Origin of Armenian People

NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT     NT

Yaşar Kemal’in Ermeniliği

Genç bir gazeteciyken Ahh Tamarrrr Kilisesi’ni yıkımdan kurtaran Yaşar Kemal şöyle diyor:

“Çok yeni bir gazeteciydim, elimden ne gelebilirdi ki…Bir de baya çekiniyordum, böylesi tehlikeli işlere karışırsam, GEÇMiŞiM ORTAYA ÇIKAR, daha başlamadan işimden olurdum diye çok korkuyordum.”

Peki Yaşar Kemal neden geçmişinden korkuyor? Eğer Türk ya da Kürt olsa zaten geçmişinden korkmazdı, çünkü bu iki ulusun kimlikleri farklı olsa da ortak paydaları din aidiyetiydi. Yaşar Kemal’i geçmişinden korkutan şey neydi ya da işinden olacağını bildiği halde Ermeni Kilisesini yıkımdan kurtarmaktan neden vazgeçemiyordu?

Yaşar Kemal’in babası Van’dan Adana’ya sürülmüş Ermeni yetimiydi, dedesi Ercişli Hacik ile ailesinin büyük bir kısmı tehcirde öldürülmüştü. Fakat muhtedi olduğundan köylüler Yaşar Kemal’in babası Sadık’a pek itibar etmiyordu. Sadık Kemal, muhtediliğini kanıtlamak için herkesten önce camiye gelir, abdestini alır namaz kılardı. Bir gün, Yaşar Kemal’in gözü önünde babası Ercişli Sadık “vurun gavura,vurun gavura” denilerek bıçak darbeleriyle öldürüldü.

Camide öldürülen Ercişli Sadık’ın mezarı, köydeki Müslüman mezarlarının yanına değil, en uzak olan yere gömüldü. Yani yaşarken tecrit altında olan Ercişli Sadık, topraktayken de tecrit altındaydı. Onun mezar taşında ”Van Muhaciri” yazısı vardı, köylüler mezarın Hristiyan’a ait olduğunu bildirmek için mezar taşına bir de “Haç” işareti çizmişlerdi…

Yıllar sonra Yaşar Kemal’in Ermeni kimliği üzerine bir gazeteci ısrarlı sorular sormuş, Yaşar Kemal ise bu sorulara kaçamak cevaplar vermek zorunda kalmıştı:

“Ailemin aslının geldiği yer Van, yani Ermenilerin çok yoğun olduğu yer; sürüldüğümüz yer ise Adana yani Ermenilerin Kilikya Prensliği’ni kurduğu yer…. (biraz bocalamadan sonra) Doğrusu ben de çıkamadım bu işin içinden”

Aynı röportajda Yaşar Kemal, amcasının Van’dan Paris’e okumaya gittiğinden de bahsediyordu. Bu dönemlerde yurtdışına gidebilenler sadece zanaatkarlık ve ticaretle uğraşan zengin Ermeni ailelerinin çocuklarıydı. Yaşar Kemal verdiği bu küçük ipuçlarının, gazetecinin anlamasından çekinmiş olacak ki konuyu değiştirip edebiyata getiriyordu.

Aklıma hemen Ruhi Su’nun vefatından kısa bir süre önce Milliyet gazetesine verdiği röportaj geldi. Yaşar Kemal gibi Vanlı Ermeni yetimlerinden olan Ruhi Su, gazetecinin ailesi hakkında sorular sorması üzerine “Öksüz olduğumu çoğu kimseye söylemedim. Kim olduğumu söyleseydim, ilk kimlerdensiniz diye sorarlar bu topraklarda” diye gazeteciyi ürkeklikle yanıtlamıştı.

Asılları Van Gölü’nün çevresinden gelen bu iki ozan, yaşamlarının son anlarına kadar Ermeni olduklarını söyleyemedi. Yeşilçam’ın emektar oyuncularından olan Sami Hazinses de (Samuel Agop Uluçyan) ölmeden önce bir gazetecinin “Ermeni olduğunuzu gazeteye yazıyım mı?” sorusuna “Kızım, ben öldükten sonra Ermeni olduğumu yazın. Hayatta iken küfrederler dayanamam” demişti. Çünkü Yeşilçam’ın usta oyuncusu Nubar Terziyan, Ayhan Işık’ın ölümü üzerine bir gazeteye taziye ilanı vermiş; Ayhan Işık’ın eşi ise aynı gazeteye karşı bir ilan vererek “Ayhan Işık’ın Ermenilerle ve Nubar Terziyan ile hiçbir akrabalık bağı bulunmamaktadır” demişti. Yani bu coğrafyada bir Ermeni sanatçısının insaniyetle verdiği taziye bile kimlikten dolayı kabul görmüyordu.

Ermeni olmanın küfür ile eşdeğer görüldüğü bu coğrafyada Vanlı Ermeni ozanı Ruhi Su “Hangi taşı kaldırsam anamla babam/ Hangi dala uzansam hısım akrabam” diyerek sanatıyla üstü kapalı 1915’i tahlil etmiş; Vanlı Ermeni yazarı Yaşar Kemal ise romanlarında farklı isimler ve karakterlerle ailesinin başından geçen trajedeleri işlemişti.

Her iki sanatçı da Vanlı ve ataları Van Gölü’nün civarında on binlerce yıl yaşamış; her iki sanatçıda Van’dan Adana’ya yollanmış, her iki sanatçıda yetim kalmış ama bir sürü eserler bırakmış. Ben hep derim ve diyorum:

“Hem ruhsal hem de fiziksel benzerlikleriyle; Yaşar Kemal ve Ruhi Su Van’dan Adana’ya sürülmüş iki yakın akrabadır.”